• Künye  • Kurumsal  • Reklam  • Üyelik  • Arşiv    • Site Haritası  RSS 
YAZARLAR  |  SOHBETLER  |  İHRACAT SOHBETLERİ  |  RESMİ İLANLAR
YAZARLAR Behzat Yıldırımer ►TİM’den SESLER
12
14
16
18
14/06/2021 06:20
Türkülerle Liderlik

TİM DANIŞMANLIK
danismanlik@tim.com.tr
www.tim.com.tr

     Türkülerle liderlik de olurmuş demeyin hemen. Olur, hem de bal gibi olur. Zira türkülerimiz yaşamımızın özünü oluşturur. Bu toprakların insanı düşüncesini, hayalini, sevincini, hüznünü, yaşamsal beklentisini, yaşadıklarını türkülerle ifade etmiştir. Bu bağlamda bu topraklarda yaşamış atalarımızın yüzlerce yıl önce liderliğe ve yönetsel farkındalığa dair söyledikleri, yönetim biliminin çağdaş vizyonuna uygun bir yaklaşımla yorumlayabilen lider adayları için önemli bir ışıktır. Çünkü türkülerimiz yaşamımızda olan her konuya dair özlü ve yol gösteren aydınlık fenerdir.

     Büyük usta Nazım Hikmet türkülerin gücüne dair şöyle yazmış..
     “İnsanların türküleri kendilerinden güzel,
      kendilerinden umutlu,
      kendilerinden kederli,
      daha uzun ömürlü kendilerinden.
      Sevdim insanlardan çok türkülerini.
      İnsansız yaşayabildim
     Türküsüz hiçbir zaman.
      Kadınlarımı aldattım, türkülerini asla
      Hiçbir zaman aldatmadı beni türküler de.
     Türküleri anladım hangi dilde söylenirse söylensin.
      Bu dünyada yiyip içtiklerimin,
      gezip tozduklarımın,
      görüp işittiklerimin,
     dokunduklarımın, anladıklarımın hiçbiri, hiçbiri
      bahtiyar etmedi beni türküler kadar”

     Türkülerin güçlü söylemine dair bir başka usta Bedri Rahmi Eyüboğlu ise türkülere dair  şiirinin bir bölümünde şunları deyivermiş.
     “Şairim
      Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
      Ayak seslerinden tanırım
      Ne zaman bir köy türküsü duysam
      Şairliğimden utanırım”

     Bedri Rahmi’yi şairliğinden utandıracak kadar güçlü mesajları içeren türkülerimize böyle gönderme yapmış koca ustamız.
     Ayağınızın türabı, gönlünüzün hizmetçisiyim diyen Neşet Ertaş usta ise, “Nerede bir türkü söyleyen varsa git yanına, zira kötü insanların türküsü olmaz” buyurmuş.
     Şemsi Yastıman ozanımız da, “Türk’ü tanımak için türkü dinle” demiş.

Söz gelimi, çağımızın liderlerinde aranan özelliklerinden biri olan tevazu konusunda Yunus Emre şunları söylemiş bundan 800 yıl kadar önce.
     “Dünya umuruna meylini verme
      Sen de kurtulmazsın ecel elinden
      Ben filanım diye göğsünü germe
      Sen de kurtulmazsın ecel elinden
      Eydür Derviş Yunus din ile iman
      Tacı tahtı yıktı gitti Süleyman         
      Lokman da olmadı derdine derman      
      O da kurtulmadı ecel elinden”

     Şiirin satır araları dikkatli okunduğunda tevazu konusuna dair bir dünya dolusu mesaj olduğu net görülmektedir.

     Sabahattin Ali ise umarsızca yattığı Sinop Cezaevi’nde devayı ve çıkar yolu türküde bulmuş.
     “Başın öne eğilmesin
      Aldırma gönül aldırma
      Ağladığın duyulmasın
      Aldırma gönül aldırma
      Dertlerin kalkınca şaha
      Bir sitem yolla Allah’a
      Görecek günler var daha
      Aldırma gönül aldırma”

     Türkünün bize verdiği mesaj asla vazgeçme oluyor bu şiirde. Unutmayalım, biz tüm dünyanın imkânsız gördüğü bir savaşı kazanmış ulu Atatürk’ün çocuklarıyız. Kaybettiğin an oyunun bittiği an değil, vazgeçtiğin andır. Asla vazgeçme.

     Kurumların yönetiminde üç temel bileşen vardır.
        1.  Sistem
        2.  Süreçler
        3.  İnsan

     İyi para vererek teknolojik alt yapıyı ve süreçleri kolayca oluşturabilirsiniz, ancak beşer olan insanı takım haline getirmezseniz ilk iki bileşene yaptığınız yatırım harcamaya dönüşür. Sonuç, “İnsana dokunmadan ve takım olmadan rakamlara dokunamazsın”.

Buyurun Karadeniz’den bir takım olma, imece türküsü.
     “Gemiciler kalkalım, şu yelkeni takalım
      Şişirip de yelkeni, sırt üstüne yatalım
      Kızılırmak başına, şu ırgatı atalım
      Tutalım balık havyar, keyfimize bakalım
      İsmail ha burada
      Hasan geçsin çördeğe
      Uşaklar ben dümende
      Coştum arkadaş coştum
      Biraz çalam kemençe
      Çekin uşaklar çekin
      Hemen aldık ırgatı
      Geliyor bir sert poyraz
      Vuralım iki katı”

     Kurumsal yönetimde başarının olmazsa olmazlarının başında doğru iletişim gelmektedir. Bunun ilk koşulu ise iyi dinleyici olmaktan geçer. Şems-i Tebrîzî dinleme konusunda şöyle buyurmuş.
     “Göz iki, kulak iki, ağız tek,
      Çok görüp, çok dinleyip az konuşmak gerek.”

Pir Sultan Abdal da bir türküsünde bize şöyle nasihat etmiş.
     “Dinle sana bir nasihat edeyim
      Hatırdan gönülden geçici olma
      El iki söylerken sen de bir söyle
      Hatıra dokunup yıkıcı olma”

     Çağımızın liderlerinde aranan temel yetkinliklerden izler buldunuz mu bu türkülerde? Peki türkülerimiz liderlik konusunda sadece bu kadar mı söz söylemiş? Elbette hayır. Konuya dokunan yüzlerce türkümüz var, bugün sayfamız bu kadarına elverdi.

     Türkülerle, muhabbetle kalın.

Önceki Yazılar :
Bu sitenin tüm hakları saklıdır Ticaret Gazetesi    rt.moc.isetezagteracit @ ofni