• Künye  • Kurumsal  • Reklam  • Üyelik  • Arşiv    • Site Haritası  RSS 
YAZARLAR  |  SOHBETLER  |  İHRACAT SOHBETLERİ  |  RESMİ İLANLAR
YAZARLAR Fatih Çil ►SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK
12
14
16
18
20/02/2019 15:00
Göbeklitepe - Tarım Devrimi - Kaynak Laneti

     2019 yılı Göbeklitepe yılı ilan edildi. Buraya, konuya geri dönmek üzere bir mim koyup hemen son günlerin en önemli tartışma konusu olan domates, biber, salatalık fiyatlarının artışına biz de ucundan girelim ki gündemi kaçırmış olmayalım.

     Meraklıları bilir.. Domates, biber, salatalık da dâhil tarım deyince çıkarımlarına katılmasanız bile hatırlanılması lazım gelen önemli isimler vardır. Bunlardan biri “tarım devrimi” teriminin isim babası ve entelektüel kesimleri derinden etkileyen  “Kendini Yaratan İnsan” kitabının yazarı Gordon Childe, bir diğeri 2 milyon kopyadan fazla satan Pulitzer ödüllü “Tüfek, mikrop, çelik ” kitabının yazarı, “İnsan buğdayı değil buğday insanı evcilleştirdi”  diyerek konuyu  “paralel bir evrene” taşıyan Sapiens’in müellefi  Yuval Noah Harari’nin de hocası olan  Prof. Jared  Diamond’ur.

Niçin?
     Kabaca Childe ve Diamond’a göre insanlık, bugün geldiği medeni seviyeye; Anadolu topraklarında yaşanan at, sığır, domuz, koyun, keçi gibi hayvanlar ile buğday, arpa, nohut, bezelye gibi proteini bol yararlı bitkilerin evcilleştirilip, yetiştirilmesi daha da kritiği depolanabilmesine yol açarak yazının da icadına zemin hazırlayan tarım devrimi nedeniyle gelmiştir.

     O zamanlarda avcı toplayıcı olan insanoğlu bu devrimle daha çabuk doymuş, ortaya çıkan artı ürünle vücut bulan işbölümü ve teknolojinin ivme verdiği medeniyet,  önce Anadolu’da ve sonra bilgi, ürün ve hayvanların yayılmasıyla dünyanın diğer bölgelerinde kendini tekrarlayıp, gelişmesine devam etmiştir. Tabiri caizse  bugün Ay’a giden roketin motorları o gün Anadolu’da evcilleştirilen öküzün çektiği sabanın peşinden tarlalara atılan buğday ile ateşlenmiştir.

     Bu kurama göre türlerin kökenine inmeden kestirmeden bizdeki domates, biber, salatalık olayına seri bir şekilde dönersek, ucuz fiyat için avcılığa oradan da toplayıcılığa başlarsak ya da bu ürünleri pahalı yemeye devam edersek yüksek amaçlar için ayıracağımız vaktimizi, enerjimizi ve paramızı doymaya harcayacağımızdan dolayı sermayesi bilgi ve hayal gücü olan yeni çağa doğru “nitel” bir sıçrama gerçekleştiremeyeceğimiz aşikârdır.

     Buradan tekrar mim koyduğumuz yere yani Göbeklitepe’ye dönersek bu keşif bazı bilim insanlarına göre, medeniyet gelişim kuramına yeni bir açı getirmekte Childe ve Diamond’un söylediklerinin ana fikrini hükümsüz kılarken insanlık tarihinin yeniden yazılmasını emretmektedir.

     Uzun vadenin bir ay olup bırakın ayın adamı olmayı günün adamı olmanın bile pek zor olduğu memleketimizde bu keşifle  “İlerlemeci tarih tezi” yerle bir olur mu veya update edilir mi, türünden sorular hiç şüphesiz  bilim insanlarına bırakılması gereken derin konudur  fakat bir nokta var ki hepimiz için çok ama çok açıktır.  O da Anadolu topraklarının tarım olmadan bile, “ hüda-i nabit” ile atalarımıza medeniyetin kapılarını açabilecek verimlilikte bir “doğal sera” olduğu gerçeğidir.

     İşte tam bu aşamada  tavuk- yumurta; yumurta-tavuk (medeniyet-din; din- medeniyet ) gibi derin ve yazının sınırlarını aşan sorulara girmeden  sorulması gereken daha “basit” sorular vardır.

     Türkiye’nin yıllık domates üretimi 13 milyon, biber üretimi 2.5 milyon, salatalık üretimini 1 milyon 350 bin tondur.  Nasıl olmuştur da güneşi az, toprağı taşıma, kaynakları kıt olup anılan tarım devrimi ile uzaktan yakından bir ilgisi bulunmayan küçücük Hollanda,  sırasıyla sadece 175, 78 ve 16 km2lik alanlarda bu ürünlerin tamamını üretebilir hale gelmiştir? Ne olmuştur da Hollanda, 25 milyar eurosu  reexport (transit) olmak üzere 92 milyar euroluk tarım ürünü, 10 milyar euroluk gıda makinesi ihracatı yaparken, 783,500 km2 yüzölçümü  ile bu ülkenin neredeyse 20 katı büyüklüğünde olması bir yana tarıma ve tarihe nüfus kâğıdını veren Türkiye sadece 16-17 milyar dolarda kalmıştır?

     Güneşi, iklimi, suyu, toprağı, gübreyi, enerjiyi,  işbölümünü marjinalleştiren Hollanda’da yepyeni bir tarım devrimi yapıldı ya da teşbihte hata olmaz yoksa biz “Dutch Disease” bir başka ifade ile Hollanda Hastalığı’na yakalanıp bir kaynak lanetine mi uğradık da haberimiz yoktur?

     Evet, tarih bundan sonra nasıl yazılacaktır bilemiyoruz ama Göbekli tepe’den bütün dünyanın yepyeni bir ders çıkaracağı kesindir. Ancak bizim çıkarmamız gereken “dersler” çok daha başka ve çeşitli olmalıdır.

Önceki Yazılar :
Bu sitenin tüm hakları saklıdır Ticaret Gazetesi    rt.moc.isetezagteracit @ ofni