Şükrü Kocagöz
Y. Mimar (E.P.F.L)
“Ertesi Gün” (Day After) 2004 yapımı bir Roland Emmerich afet filmi. Büyük bir doğal afetten sonrasını anlatıyor. Afetin şekli tam benzemese de, aynı durumdayız. Çareler üretme konumunda, enerjisinde ve yaratıcılığında olmak zorundayız. 1945’de savaşın bitiminde Avrupa’nın olduğu konumdayız. O günkü pek çok Avrupa kentinin görüntüsü aynı bizim bugün yaşadığımız büyük acının görüntüleri gibiydi.
Bu yarayı hızla sarabilmek için Fransa, Hollanda, İngiltere “Düşük kiralı ev” yapımına yöneldi. Fransa’da “HLM” . “Habitation à loyer modéré” hala kullanılan bir deyim. Savaşın evsiz kalanlarına devletler hızla kendisi konut üretti. Hiçbirisi bir süredir kentsel yenileme için bizim yaptığımız gibi işi “kat karşılığı” müteahhide bırakmadı. Devletler yaptıkları konutları kişilerin aylık gelirlerinin çok makul bir oranında kiraladı.
Biz hala, son açıklamalarda da görüldüğü gibi, yüzde kırk depremzede verecek yüzde altmış devlet diye tutturuyoruz. Bir türlü aklımıza devletin taşın bütününün altına elini sokacağı bir sistem gelmiyor. Çünkü iktidar dünyada bir süre denenip ölen “Thatcher” zihniyetini (Margaret Thatcher 1925-2013) felsefe olarak inatla sürdürüyor. Bugün İngiltere ve Hollanda Thatcher döneminde elden çıkardıkları (sattıkları) devlet malı düşük kiralı konutlar için hayıflanıyor. Ne kadar yanlış yaptıklarını yazıp çiziyorlar. Deprem yaralarını sarmak için artık Türkiye’nin tek çaresi (bu iktidarın hiçbir zaman aklına gelmeyecek) devletin “Düşük Kiralı Ev” “DKE” üretmesidir. Bunun “nasıl” olacağı uzun bir yazı konusudur. Burada kısaca Fransız ve İngiliz modellerine hızla bakılmasını tavsiye ediyoruz.
“DKE” Fransız “HLM” leri gibi geliştirilen hızla inşa edilip düşük yatırım maliyeti olan yıllar içinde bazı sakıncalarının da olacağı bir uygulamadır. Bugün Avrupa “DKE” leri yıkarak, ki çoğu ekonomik ömrünü tamamlamış yapılardır, yeniden daha sağlıklı çevreler inşa etmektedir. Bu uygulamaların yarattığı pek çok sosyal sorun da çıkmıştır. Bunlardan alınan dersler literatürde vardır. Bazılarından daha başlangıçta kaçınmak mümkündür. Devlet olarak yıkılacak yerlere yapı izni vermiş olmak, yapılanları denetlememek kabahatimizi affettirmek için bu vatandaşlarımızı (hiçbir bireysel katkı beklenmeksizin) konut sahibi yapmak devletimizin ve hepimizin gerçek ve vicdani borcudur.
Uzun vadeli finansmanı için de değerli ekonomist Ege Cansen’in “tapunun mali bir belge” olduğunu anlatan yazısı ilginç çözümler barındırmaktadır. Bir daha hiç yapı yapılmayacak veya çok düşük yoğunluklu yapı yapılacak “tapular” kamulaştırılırken arzu eden depremzedelere kamulaştırma bedeli karşılığı olarak “DKE” lerine malik olma şansı verilebilir. Bu konu çok mürekkep akıtacak, hızlı çalıştaylar ile geliştirilmesi gereken engin bir konudur. Bu yazının amacı: devletin gündeminde bile olmayan, aklına getirmek istemeyeceği, onun öncülüğü, denetimi ve finansmanı ile “Düşük Kiralı Evlerin” en hızlı ve gerçekçi çözüm olduğunu bağırmaya çalışmaktır.
ÇARE: DE KA E
Meraklısı için not: Kiralık Sosyal Konutlar: Türkiye’de barınma sorununun çözümü için yeni bir yöntem. Mehmet Akalın ÇAKÜ Sosyal Bilimler Dergisi (Nisan 2018) 88-121