• Künye  • Kurumsal  • Reklam  • Üyelik  • Arşiv    • Site Haritası  RSS 
YAZARLAR  |  SOHBETLER  |  İHRACAT SOHBETLERİ  |  RESMİ İLANLAR
YAZARLAR Sıla Nur Işık ►TİM’den SESLER
12
14
16
18
19/04/2021 06:15
Günümüz Tüketicilerinin Dijital Pazarlamadan Beklentilerı ve “Beklenti Ekonomisi”

TİM DANIŞMANLIK
danismanlik@tim.com.tr
www.tim.com.tr

     Günümüzde markaların dijital pazarlama stratejilerini oluşturmak için öncelikle hitap ettikleri günümüz tüketicilerini ve tüketicilerin gücünü çok iyi anlamaları gerekiyor. Markalardan beklentiler iyice yükselişe geçmişken, hataya ve dikkatsizliğe pek yer olmadığı gibi müşteri deneyimini mükemmelleştirebilmek için çok emek veren markalar da ortaya çıkmış durumda. Örnek olarak Amazon ya da Hepsiburada gibi 3 tıklamada bir ürünü bulup satın alabileceğimiz e-ticaret platformları, ya da Getir ya da Uber gibi aldığımız hizmetleri kolaylaştıran servisler hayatımıza girdi. Tüketiciler bu ürün ve servisleri kullandıkça ve günlük hayatlarının bir parçası haline getirdikçe artık karşılarına çıkan her türlü ürün ve servisten de alışmış oldukları şekilde kolay ve hızlı faydalanmayı bekliyorlar.

     Günümüz pazar koşullarında tüketiciler, “en iyi olanın hemen şimdi ve daha önce görmedikleri yeni bir formatta, üstelik de sahici ve insani bir yakınlıkla beraber kendilerine sunulmasını” istiyorlar, Trendwatching bu kavramı “beklenti ekonomisi” olarak tanımlamış. Beklentiler yükseldikçe, beklentinin altında kalan ürün ve servisleri tüketiciler bundan sonra kullanmayı tercih etmiyorlar. Dolayısıyla bir marka dijital pazarlama stratejisini düşünürken artık günümüz beklentilerinden de haberdar olmak, pazardaki güçlü firmaların müşteri deneyimlerini incelemek ve standartlarını yükseltmek için çalışmalar yapmalıdır.

     Her zamankinden çok daha fazla dijital mecralardan markalar ile iletişime geçen günümüz tüketicileri, siz bu makaleyi okurken de markanızı internette arıyor, web sitenize bakıyor, sosyal medya kanallarınızdan sizin içeriklerinizi okuyup etkileşime giriyor. Dijital mecralarda etkileşim son yıllarda zaten artışta iken bir de geçirdiğimiz pandemi dönemiyle birlikte aslında bir de heyecan verici bir dijital devrime tanıklık etmiş olduk. Pandemi, dijital tüketimin artmasıyla dijital medya ve reklam yatırımlarına da direkt olarak etki etti. Deloitte’in “Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları 2020 Yılı İlk 6 Ay” Raporuna göre Türkiye’deki Medya Yatırımları içerisinde %55,3 oranında paya sahip dijital medya yatırımları, 2020’nin ilk 6 ayında 3 milyar 479 milyon TL seviyesine ulaştı. Bu trend 2020 sonunda ve 2021 başında da yükselişine devam ediyor olduğundan markalar da dijital yatırımlarını günden güne artırıyor ve klasik mecralardan çok dijitale ve dolayısıyla günden güne çoğalan farklı dijital platformlara da ilgi artıyor.

     Markaların hızla büyüyen dijital platformlarda ve rekabetçi sektörlerinde doğru kanallarda doğru konumlandırma ve etkin bir şekilde pazarlama yapabilmesi için doğru adımları da hızlı bir şekilde planlaması gerekiyor. Bu planlamayı yaparken artık en başta bahsettiğim günümüz tüketicilerinin taleplerini karşılayabilmek ve onlara doğru bir mesajla doğru zamanda ulaşabilmek için tüketicilerin davranışlarını da analiz edip, ilgi duydukları ürün ve servisleri iyi bir müşteri deneyimi ile birlikte sunmaları gerekiyor. Bunların hepsinin yolu ise yalnızca yaratıcılığa dayalı pazarlamadan değil, artık dünyadaki teknoloji yeniliklerini çok daha yakından takip edip verilere dayalı pazarlama araçlarından yardım almaktan geçiyor.

     Dijital pazarlama stratejileri oluşturulurken tüketici beklentilerinin yanında bir de tüketicilerin tam olarak hangi dijital mecralardan üzerinde aktif oldukları ve o anda bizden nasıl bir ses tonuyla ne gibi bir mesaj almak istediklerini veri analizleri yaparak tespit etmek önem kazanmış durumda. Artık tüketiciler kendileriyle ilgisi olmayan reklamları, tercih etmedikleri dijital mecralardan görmek istemiyorlar. Dolayısıyla markaların artık kişiselleştirilmiş pazarlama yapmayı stratejilerine eklemeleri gerekiyor. Eskisi gibi kitlesel mesajlar yerine artık kişiselleştirilmiş mesajlar markalara daha çok performans ve yatırım getirisi kazandırıyor.

     Günümüz markaları pazarlama stratejilerini kurarken artık tüketici davranışı verisi toplama, bunların analizini yapıp eyleme geçirilebilir iç görüler haline dönüştürme, tüketicilerin hangi dijital kanallarda hangi yoğunlukta olduklarını, bu kanallardan gördükleri mesajları ne sıklıkla ve ne şekilde almak istediklerini bilip, buna göre en doğru zamanda ve formatta içeriği onlarla buluşturmak için kafa yormaları gerektiğinin bilincinde olmalılar. Kişiselleştirilmiş pazarlama mesajlarını özel videolar, hedefli e-mailler ve sosyal medya platformlarında paylaştıkları içerikler ile tüketicilerle buluşturabilen markalar, reklam sektörünün yaratıcı fikirleri ile veri bilimini birleştirince tam anlamıyla etkin bir iletişim yapabilecek hale gelmiş oluyorlar. Kişiselleştirilmiş pazarlamaya örnek olarak Netflix’in önceden izlemiş olduğunuz filmler ve izleme alışkanlıklarınızdan analiz edip size öneriler yapması, ya da e-ticaret sitelerinde satın alma geçmişinizin analiz edilip size uygun olacağı düşünülen ürünlerin (örneğin, mayo ve güneş gözlüğü alan bir tüketiciye güneş kremi) gösterilmesini verebiliriz.

     Dijital otomasyon ve optimizasyon araçları sayesinde kampanya uygulamalarında verimlilik sağlanırken, bir yandan da yapay zeka (AI), artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) teknolojileri uygulamalarını içeren yaratıcı örneklere her gün yenileri ekleniyor.
     Pandemi sonrası hem iş hem de sosyal alanların dijitalleşmesi ile artık olduğumuz yerden global pazarlardaki tüketicilere ulaşmamız daha da kolaylaşmıştır. Bu erişim gücünü bugün yaratıcılık, verilerin etkin kullanımı ve mevcut teknoloji çözümleriyle birleştirmek markalar ve dijital pazarlamacılar için başarının anahtarı olacaktır.

Önceki Yazılar :
Bu sitenin tüm hakları saklıdır Ticaret Gazetesi    rt.moc.isetezagteracit @ ofni