TİM DANIŞMANLIK
danismanlik@tim.com.tr
www.tim.com.tr

     Bir olay, konu veya düşünce incelenirken izlenen belirli yön.
     Araştırma sonuçlarına göre sadece %20 gözlerimizle görüyoruz, geriye kalanı beynimiz tamamlıyor. Hafızasına, yaşadıklarına, deneyimlerine, inançlarına göre beynimiz gördüğümüz resmi tekrar şekillendiriyor. Hayatta önem verdiğiniz şeyler neyse onları görürsünüz sadece. Nelere önem verdiğinizi merak ediyorsanız bir resme, bir manzaraya, kalabalığa veya bir masaya bakarken kendinize sorun; ben bu kalabalıkta ne görüyorum? Ben bu manzara da ne görüyorum?
     “Baktığın şeylere bakış açını değiştirdiğinde, baktığın şeyler değişir.” Sun Tzu
     Bulunduğun ortamdaki beyaz şeyleri 10 Sn. düşünmek için kapat gözlerini,  şimdi aç gözlerini çevrende neleri görüyorsun, çevrene baktığında nelere dikkat ediyorsun?  Beyaz renge sahip şeylere değil mi? İşte hayatta böyle odağımız neyse onları görüyoruz düşünsene mutsuzluk odaklı endişe odaklı yaşıyorsan nelerle karşılaşabileceğini hayal et veya tam tersi mutluluk başarı odaklıysan görebileceklerini bir düşün. Odağınız; gördüğünüz şeyi bile şekillendirir ve odağınızın istediği şekilde karşınıza çıkartır.

     “Sahip olduğunuz tek şey çekiçse, her şey çivi gibi görünmeye başlar. ”Abraham Maslow
     Odaklanmak zor, zor çünkü diğer uyarıcılardan uzaklaşmak gerekiyor. Düşünsene atalarımız sadece yaptığı işe yoğunlaşmış olsalardı, tıpkı otlayan ve çevrelerine dikkat etmeyen ceylanlar gibi çok kolay av olabilirlerdi. Dikkat problemleri atalarımızın hayatını defalarca kurtarmış gibi görünüyor. Bugün bizi avlayan olmadığı için daha fazla odaklanmak kesinlikle işimize yarayabilir.
     ‘’Bakış açısıyla ilgili tartışmalar bana bir psikoloji profesörünün Satış Oyunları kitabımda da bahsettiğim şu hikâyesini hatırlatır.
     Profesör bir test sorusu olarak öğrencilerinden bir karıncanın çevresindeki hayvanları nasıl ayırabileceğini düşünmelerini istemiştir. İşte sonuç;
     Karınca hayvanlar âlemini 2 sınıfa ayırmaktadır
     A- Aslan kaplan ve çıngıraklı yılan gibi şefkatli ve iyi huylu hayvanlar,
     B-Piliçler ördek ve Kazlar gibi yırtıcı hayvanlar,
     Her şey ama her şey sizin görüşünüze bağlıdır’’ Jimmy Powers

     Bir arkadaşımın eşi kalp krizi geçirdiğinde arkadaşım yatakta yatan eşine ‘’Bir haftaya kalmaz çalışmaya başlayabilirsin hayatım.’’ Der. Amacı büyük bir tehlike atlatan eşine hızla iyileşip kalkacağına dair umut vermektir. Eşi ise iyileştikten sonra bu sözleri hiç affetmez çünkü seni kaybetmekten çok korktum, yanındayım dinlen aşkım demek yerine eşi ona bir haftaya çalışmaya başlayabilirsin diyerek hayatın ağır sorumluluklarını tekrar taşımaya devam edeceğini söylemiştir, sözlerinde sevgi, şefkat, sahiplenme yoktur. Karıkoca ayrıldı çünkü ikisi de ilk algıladıklarını değiştirmekte zorlandı. Her karşılaşmalarında aslında neyi kastettiklerini birbirlerine anlatmaya çalıştılar. Düşünün kalp krizi geçirseniz eşinizin yanınıza gelip söylemesini isteyeceğiniz cümle: yakında işe dönebileceksin mi? olurdu
     Bir de esiniz kalp krizi geçirdiğinde onu iyi hissettirmeye çalışırken hayal edin: yakında hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkacaksın hatta eskisinden iyi olup tekrar işe döneceksin.
    Ne kadar iyi niyetli...
     Ama hasta yatağınızda kalp krizi geçirmişken eşinizden duymak istediğiniz cümle: yakında işe döneceksin. Olur muydu?
     Ne kadar duygusuz.

     Yaptığımız en önemli iletişim hatalarından biri kendimizi niyetimizle karşımızdakini davranışlarıyla yargılamamız.
     “Aynı pencereden dışarı bakan iki adamdan biri sokaktaki çamuru, diğeri ise gökteki yıldızları görür.” FrederIck LangbrIdge
     Bakış açısı çok önemli çünkü nerede ve kimlerle beraber olduğumuzdan bile çok hayatımızı bakış açımız etkiliyor. İş hayatım boyunca şirketlerde gördüğüm en büyük yönetim hatası; yöneticilerin sürekli hata bulmaya çalışması. Aslında hata bulmaya ayırdıkları vakti çare bulmaya ayırsalar mucizelere imza atacaklar.
     Her şey değişirken biz aynı kalamayız, bizi bulunduğumuz yere getiren bilgi ve teknikler, bizi istediğimiz yere götürmeye yetmeyecek. Zaman yaratıcı düşünme zamanı, çoklu çözümler bulma zamanı, yeni şeyler deneme zamanı, cesur olup risk alma zamanı… Ve zaman; bakış açını değiştirerek, duygularını da değiştirebilmek zamanı.

     Bakış açısıyla ilgili sevdiğim bir hikâye var:
     Gazeteci sorar BMW almak için ne kadar çalışmanız gerekir?
     Doktor: Bir BMW almak için 6-8 ay çalışmam gerekiyor.
     Mühendis: 1-2 sene çalışmam şart .
     Muhasebeci En az 2-3 sene çalışmam lazım.
     Sıra Amazon’un sahibi ve dünyanın en zengin adamı Jeff Bezos’a gelir.
     Jeff Bezos: Benim düşünceme göre BMW almak için en az 5 sene çalışmam şart.
     Gazeteci sorar: “Neden bu kadar uzun bir süre Bay Bezos?”
     Jeff Bezos cevap verir: “Kolay değil, BMW büyük bir şirket.”

     Sahici olma en ikna edici etkilerden biridir. Peki, nasıl sahici olacağız? Bakış açımızı değiştirerek. Neye odaklanmak istersek onu görürüz. Eğer karşınızdaki kişinin iyi özelliklerine odaklanmayı seçerseniz iyi yönlerini görür ve söyleyeceğiniz her güzel şeyi sahici hale getirirsiniz.
     Bir satışçı grubuna eğitim verirken tecrübeli satışçı söylediklerime müdahale etti ve aslında bu iş öyle değil böyle yapılır dedi. Doğru söyledi, aylık 4000 TL kazanan satışçı için söylediği çok doğruydu. 15.000 TL kazanan satışçı için eksikti, 50.000 TL kazanan satışçı için ise yanlıştı.
     Benim görevim onları iyi futbol oynamak için motive etmek değil, onlar zaten bana motive olmuş geliyorlar. Benim görevim onları de motive etmeden oynatabilmek. Lou Holtz