TİM DANIŞMANLIK
danismanlik@tim.com.tr
www.tim.com.tr
Kişiler arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözmeye çalışan her kişi arabulucu mudur? diye sorulabilir ki cevap hayırdır çünkü; arabulucu hakim değil, aracı değil, barışçı, barış elçisi, bir meslek gurubu adına uyuşmazlık çözen değildir. Ayrıca psikolog, sosyal çalışmacı, dedektif avukat, hükümet veya devlet temsilcisi değildir.
Arabuluculuk ve Arabulucu kavramları , 6325 sayılı “HUKUK UYUŞMAZLIKLA RINDA ARABULUCULUK KANUNU” nun 2. Maddesin de tanımlanmıştır. Arabuluculuk, Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini, Arabulucu ise; Arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişiyi, tanımlar.
Arabuluculuğun uygulandığı tüm ülkelerde arabuluculuk sürecinin birbirine benzer önemli ve temel ilkeler bulunmaktadır. Bu temel ilkeler, Gönüllülük, Gizlilik, Arabulucunun Tarafsızlığı, Kontrolün Taraflarda Olması ve Eşitliktir. Arabuluculuğun ihtiyari yolla yapılması halinde geçerli olan bu temel ilkeler dava şartı ya da zorunlu arabuluculuk olarak adlandırılan yöntemde farklılıklar göstermektedir, biz ana fikir olarak bu ilkeler neleri kapsıyor bakalım mı?
GÖNÜLLÜLÜK;
Arabuluculuk yöntemi, mahkeme yargısının yerine geçecek onu yok sayan bir yöntem değildir tam tersine, adalete ulaşımda mahkemelere yardımcı bir yoldur. Taraflar her zaman arabuluculuk sürecini bitirip tahkim ve yargı yoluna başvurabilir. Bu yöntemin yasal düzenlemelerle de en çok teminat altına alınan ve doktrinde en çok ifade edilen özelliği de gönüllü olmasıdır. Arabuluculukta gönüllülük üç aşamada kendini gösterir. Bunlar (1) Sürece başvuru, (2) Sürecin devam ettirilmesi, (3) Süreç sonunda bir anlaşmaya varılmasıdır.
GİZLİLİK;
İş dünyasında ve özellikle işlerinde gizlilik gerektiren sektörler için en önemli ilkedir. Kanuna göre Arabuluculuk sürecinde “ Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça arabulucu, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlüdür. (2) Aksi kararlaştırılmadıkça taraflar ve görüşmelere katılan diğer kişiler de bu konudaki gizliliğe uymak zorundadırlar.”
Arabuluculuk sürecinde hassasiyet gösterilen gizlilik beklentisi üç başlıkta kendini gösterir. Bunlar tarafların, kişisel ve ticari itibarların korunması, ilişkilerin devamı gibi sebeplerle uyuşmazlığın kendisinin ve arabuluculuk sürecinin gizli kalması. Kişisel ve ticari itibarların korunmasını, ilişkilerin devamının isterler. Yine taraflar, arabuluculuk yoluna başvurduklarında, başvurmadan önceki durumlarına oranla daha elverişsiz bir hâle düşmemek isterler. Yalnızca gizlilik özelliği nedeni ile bile yargı yolundan çok arabuluculuk yoluna başvurmak önemlidir. En gizli ticari sırların mahkeme koridorlarında dolaşması, basın mensupları arasında duruşma yapılması ciddi bir iş insanı için katlanılmaz bir durumdur.
Gizliliğin bir diğer yönü, arabuluculuk müzakereleri esnasında edinilen bilgilerin ve üretilmiş belgelerin yargılama aşamasında kullanılamamasıdır. Arabuluculuk sürecinin tam güven ortamında yürütülmesi için buna önem verilmektedir. Taraflar ve arabulucu güven ortamı yaratılabilir ve tarafların arabuluculuk yoluna başvurmaları nedeniyle daha elverişsiz bir duruma düşmeleri engellenmiş olur. Bu bağlamda, arabuluculuk müzakereleri esnasında yapılan tekliflere, ikrarlara veya anlaşma önerilerine yargılama aşamasında delil olarak dayanılamaz. Arabulucu tanık olarak gösterilemez. Yine bu süreçte elde edilen veya üretilen belgeler yargılama sürecinde delil olarak ileri sürülemez. Taraflarca sürülmüş olsalar bile mahkeme bu hususları delil olarak kabul edemez
Önemli bir hususta gizliliğin ihlali halinde hapis cezası ile karşı karşıya kalınmasıdır. Şöyle ki; kanunun 33 maddesi “ – (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesindeki yükümlülüğe aykırı hareket ederek bir kişinin hukuken korunan menfaatinin zarar görmesine neden olan kişi altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bu suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır“ şeklindedir.
Ayrıca Türkiye Arabulucular Etik Kuralları’nın 6. Maddesi ile; arabulucunun taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile kayıtları gizli tutmak zorunda oldukları da belirtilmiştir.
Sürece sonraki yazılarımızda devam ederiz.